Enver Zengin
Avukat, Arabulucu, Yazar

Öz
Bu makalede, Orta Doğu’nun kritik eksenlerinden biri olan ABD/İsrail-İran hattındaki askeri gerilimin, klasik vekâlet savaşlarının ötesine geçerek ileri teknolojik unsurlarla yeniden şekillenmesi ele alınmaktadır. İran’ın insansız hava araçları, hipersonik füzeleri ve modern deniz kuvvetleri unsurlarının sahadaki etkisi incelenirken, İsrail’in çok katmanlı savunma mimarisinin bu yeni tehditlere adaptasyonu değerlendirilmek istenmiştir. Bölgesel ve küresel düzeyde olası sonuçlar tartışılarak gelecek senaryolarına dair çıkarımlarda bulunulmuştur. Peki bu savaştan gelecekte elde edilmesi beklenen semereler nelerdir?
Anahtar Kelimeler: ABD, İsrail, İran, İHA, Hipersonik Füze, Demir Kubbe, Lazer Savunma, Orta Doğunun Yeni Güç Dengeleri Hazırlık Çalışmaları, Gelişen Savaş Sanayi Teknolojileri
1. Giriş
Orta Doğu’da gerilimin kronik adreslerinden biri olan İsrail-İran hattı, klasik vekâlet savaşlarının ( terör örgütleri aracılığıyla ülkelerin savaşması ) ötesine geçerek doğrudan yüksek teknoloji odaklı ülkeler arası doğrudan bir sıcak çatışma dinamiğine evrilmektedir. Bu makale, İran’ın son dönemde geliştirdiği insansız hava araçları, hipersonik füzeler ve modern deniz kuvvetleri teknolojilerinin İsrail’in mevcut savunma sistemleri karşısında sahada test edilişini analiz ederken, bölgesel ve küresel düzeydeki stratejik sonuçları tartışmaktadır.
Soğuk savaş döneminden bu yana dolaylı yollarla sürdürülen İsrail-İran gerilimi, son yıllarda her iki ülkenin de askeri kapasitesini gerçek bir çatışma simülasyonuna dönüştürerek test ettiği bir işbirliği platformuna çevirmiştir. Özellikle İHA teknolojisi, hipersonik silah sistemleri ve lazer tabanlı savunma projeleri, modern savaş doktrininde yeni bir paradigma yaratmış ve Ortadoğudaki yeni düzenin kurulması, dengelerin belirlenmesi için test edilmesi zorunlu hale gelmiştir. Peki bu test, basit bir tatbikatla yapılmaz mıydı ? Evet belki yapılabilirdi ancak gelecekte farklı sonuçlar yaratılmak isteniyorsa, önce gerçek bir savaş ve bunun için de geçerli sebepler üretilmesi zorunluydu ve öyle de oldu…Bknz; 13.04.2024 İsrail – İran savaşına…
2. İran’ın Askeri Kapasitesindeki Yeni Dönem
2.1 İnsansız Hava Araçları (İHA) ve Dron Taktikleri
İran’ın geliştirdiği kamikaze ve keşif dronları, İsrail hava sahasında boşaltılmış alanlarda planlı ve kontrollü şekilde denenerek İsrailin radar sızma kabiliyeti ve elektronik harp yetenekleri test edilmektedir. Bu durum, aynı zamanda İran’ ın dron teknolojisinin sadece kullanılan maşa gruplar üzerinden değil, doğrudan ülke tarafından stratejik bir unsur olarak test ettiğini göstermektedir.
2.2 Hipersonik Füze Gelişmeleri
Hipersonik füze prototipleri, mevcut savunma sistemlerinin tepki sürelerini aşmak üzere tasarlanmakta ve bu bağlamda İsrail’in Demir Kubbesi gibi simgeleşmiş savunma duvarlarının sınırlarını zorlamaktadır. Bu, Orta Doğu’da hava savunma paradigmasının kökten değişebileceğini göstermekle birlikte, İsrail’in Demir Kubbesinin değişen teknolojiler karşısında güvenliğini de anlamasına yardımcı olmaktadır.
2.3 Modern Deniz Kuvvetleri Unsurları
İran’ın deniz alanındaki modernizasyonu, hızlı füze botları, mini denizaltılar ve insansız su üstü araçları ile desteklenmektedir. Ancak savaşın ilk aşamasında bu unsur kullanıma alınmamıştır. Bu unsurların Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı’nda test edilmesi, enerji güvenliği ve deniz taşımacılığı üzerinde doğrudan etkiye sahiptir. ABD nin bu bölgedeki Askeri güçlerinin varlığı İsrail için en büyük güvencelerden biri olduğundan, İran’ in hiçbir suretle bu işbirliği savaşını gerçek bir savaşa dönüşemeyeceğinin en büyük garantisidir. Bu nedenle işbirliği savaşının ilerleyen aşamalarında Modern Deniz Kuvvetlerine ait unsurları sahada görürseniz bu teorilerin doğruluğu ispatlanmış hale gelir.
3. İsrail’in Savunma Mimarisinin Dönüşümü
3.1 Katmanlı Savunma: Demir Kubbe, David’s Sling ve Arrow Sistemleri
İsrail’in katmanlı hava savunma sistemi, bugüne dek roket ve kısa menzilli füzeler karşısında etkili olmuştur. Ancak hipersonik hızda seyreden yeni tehditler ve doygun dron sürüleri, bu sistemlerin başarı (stres) testine tabi tutulmasına neden olmuştur.
3.2 Lazer Tabanlı Yeni Nesil Sistem: Iron Beam
İsrail’in geliştirdiği Iron Beam projesi, lazer silahları ile dronlar ve havan topları gibi düşük maliyetli tehditlere karşı anlık ve ucuz bir önleme mekanizması sunmaktadır. Bu sistemin sahada denenmesi, lazer teknolojisinin geleneksel savunmaya entegre edilebilirliğinin ilk deneme ve örneklerinden biridir.
4. Gerçek Çatışma mı, Kontrollü Savaş Simülasyonu mu?
İsrail ve İran’ın mevcut gerginlik ekseni, tam ölçekli bir savaştan çok, iki ülkenin yeni teknolojilerini sahada reel koşullarda test etmesine imkân tanıyan kontrollü bir savaş simülasyonu görünümündedir. Bu durum, silah, petrol pazarları ve müttefik ülkeler üzerinde de derin etkilere sahip olacak, ve gelecek katliamlar atılmış bir adım niteliğinde sayılacaktır…
5. Küresel Düzeyde Yansımalar
Bu ileri teknolojili çatışma, ABD, Rusya ve Çin gibi büyük güçlerin Orta Doğu’daki askeri stratejilerini, silah satış politikalarını ve bölgesel ittifak dengelerini yeniden şekillendirmektedir. Bu süreçten en fazla yarar sağlayan Doğalgaz ve petrol fiyatlarının artması nedeniyle ABD ve Rusya olabilecekken, petrol ticaretinin kısa bir süreliğine kesilmesi nedeniyle en büyük yarayı Çin alacaktır. Aynı zamanda bu durum küresel düzeyde siber saldırı ve yapay zekâ destekli otonom savunma sistemlerinin hızla entegre edilmesine zemin oluşturmaktadır.
6. Sonuç
İsrail-İran hattındaki bu gelişmeler, yüksek teknoloji çağında hibrit savaşın bölgesel bir örneği olarak kayıtlara geçmektedir. İnsansız sistemler, hipersonik silahlar, lazer tabanlı savunmalar ve siber harp yetenekleri, önümüzdeki on yılların Orta Doğu güvenlik mimarisini belirleyecektir. Bu bağlamda her iki ülke, kendi askeri kabiliyetlerini test etmenin ötesinde, küresel silah endüstrisinin vitrini olma işlevini de üstlenmekte gelecek saldırılarına zemin hazırlamaktadır. Tabi bu saldırıların bu iki devlet arasında olması düşünülemez, zira bilindiği gibi İran 2024 yılı tatbikatı (yine savaş görünümlü tatbikatı) hariç hiçbir zaman Müslüman olmayan bir ülkeye saldırmamıştır.
Peki bu sahne oyunu gelecekte bu ülkelere ne gibi menfaatler sağlayacak, hangi eylemler veya savaşları meşrulaştıracak ?
Yazar Notu
Bu makale, güncel açık kaynak istihbaratı, resmi savunma bakanlığı raporları, fikirsel teoriler ve alan literatürü ışığında hazırlanmıştır. Makale önerileri, geri bildirimler ve atıf önerileri için yazarla iletişime geçilebilir: av.enverzengin@hotmail.com